GEVEZEe

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2 posters

    ******'ün Hayatı

    CrazyMan
    CrazyMan

    Atatürk'ün Hayatı  Default2


    Atatürk'ün Hayatı  Forum_10
    Kayıt tarihi : 14/01/11
    Mesaj Sayısı : 6
    Rep Puanı : 15
    Başarı Puanı : 1
    Kişi Bilgileri Nereli : Adana
    Doğum tarihi : 19/02/90
    Cinsiyet : Erkek
    Lakap : ADANALI

    . ******'ün Hayatı

    Mesaj tarafından CrazyMan Cuma Ocak 14, 2011 5:44 pm

    ATATÜRK'ün HAYATI


    Mustafa Kemal ****** 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası
    Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız
    Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya
    yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise
    Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk
    ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti
    yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. ******'ün
    beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956
    yılına değin yaşadı.

    Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız
    Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının
    isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti
    (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra
    Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu.
    Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda
    Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899
    yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda
    öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp
    Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi
    tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev
    yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya
    atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay
    Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie
    Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı
    emrinde çalışmaya başladı.

    1911 yılında İtalyanların
    Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup
    arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık
    1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912'de Derne
    Komutanlığına getirildi.

    Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca
    Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı.
    Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913
    yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında
    yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu
    sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek
    zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da
    görevlendirildi.

    1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda,
    Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf
    Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale
    Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar
    verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan
    1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta
    ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı
    üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda
    tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10
    Ağustos'ta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta
    Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale
    Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf
    Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine
    "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin
    kaderini değiştirmiştir.

    Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan
    sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da
    tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in
    geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden
    sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya
    giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı.
    Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7.
    Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı
    başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından
    bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına
    getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a
    gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.

    Mondros
    Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale
    başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs
    1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı
    genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının
    kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23
    Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919
    tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu
    için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da
    heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
    açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım
    atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi
    Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması
    için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.

    Türk
    Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'I işgali sırasında
    düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr
    Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan
    I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı
    verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi
    düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak
    savaşı zaferle sonuçlandırdı.

    Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:

    *

    Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı.
    *

    Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş Şanlıurfa savunmaları (1919- 1921)
    *

    I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
    *

    II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
    *

    Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
    *

    Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)

    Sakarya
    Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa
    Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24
    Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr
    Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan
    bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk
    devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
    23 Nisan 1920'de
    Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu
    müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi,
    yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve
    saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı
    İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet
    idaresi kabul edildi, ****** oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30
    Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti
    kuruldu.
    Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız
    milletindir" ve "Yurtta barış cihandabarış" temelleri üzerinde
    yükselmeye başladı.


    ****** Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı.
    Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:

    1. Siyasal Devrimler:
    · Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
    · Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
    · Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

    2. Toplumsal Devrimler
    · Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
    · Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
    · Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
    · Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
    · Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
    · Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)

    3. Hukuk Devrimi :
    · Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
    · Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)

    4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
    · Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
    · Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
    · Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
    · Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
    · Güzel sanatlarda yenilikler

    5. Ekonomi Alanında Devrimler:
    · Aşârın kaldırılması
    · Çiftçinin özendirilmesi
    · Örnek çiftliklerin kurulması
    · Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
    · I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması

    Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "******" soyadı verildi.

    ******,
    24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına
    seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29
    Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve ****** ilk cumhurbaşkanı
    seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri
    yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM ******'ü yeniden
    cumhurbaşkanlığına seçti.

    ****** sık sık yurt gezilerine çıkarak
    devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle
    ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden
    yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını
    komutanlarını ağırladı.

    15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş
    Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim
    1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu.

    ****** özel yaşamında
    sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Birçok
    yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek
    sürdü. Çocukları çok seven ****** Afet (İnan), Sabiha (Gökçen),
    Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı
    manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine
    aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.
    1937 yılında
    çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa
    Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına,
    Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik
    dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek
    oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve
    bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a
    çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine
    devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını
    tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok
    severdi. Sık sık ****** Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat
    katılırdı.Fransızca ve Almanca biliyordu.
    ATATÜRK'ÜN SON YILLARI VE ÖLÜMÜ

    ******'ün
    ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında
    Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi
    olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara'ya yaptığı yorucu
    yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu tarihlerde Hatay
    sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen,
    Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî
    birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran ******, çok yorgun düştü.
    Ülkü edindiği millî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney
    seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya
    döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar
    tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu.
    Deniz havası iyi geldiği
    için, Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke
    sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen Romanya kralı ile
    görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938'de
    Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi ******'ü çok sevindirip moralini
    düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan ******'ün hastalığı
    ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi. Fakat hastalığı durmadan
    ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili
    haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu.
    Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yazıp
    servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına
    bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok
    arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü
    törenlerine katılamadı.
    29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na
    yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve
    mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber
    medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk
    Ordusu'nun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve
    Türk'lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü
    tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve
    amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız
    vardır" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir.
    ****** 1
    Kasım 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de
    bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu.
    ****** bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi
    konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür
    konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü
    olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara
    Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin
    kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil
    kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk
    gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine
    ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmasından
    duyduğu memnuniyeti belirtti. ******, ölümüne kadar memleket
    meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.
    ******'ün hastalığı
    tekrar şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya
    başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk'ün
    kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için
    gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı'nda
    10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun,
    hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal ****** aramızdan ayrıldı. Bu kara
    haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük,
    küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler
    göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşı duydukları derin
    saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü ******'ün tabutu,
    Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonunda katafalka konuldu.
    Üç gün
    üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı,
    minnet ve bağlılığını ifade etti. Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof.
    Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda
    sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul
    halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı'na ***ürüldü. Buradan bir
    torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar,
    donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik
    ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyi İzmit'e getirdi. Burada Yavuz
    zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı
    görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü
    bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi.

    ******'ün
    vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet
    Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu
    ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük
    Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun
    cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938
    Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet
    temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük
    bir tören yapıldı. Daha sonra ******'ün tabutu katafalkta alınarak.
    Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu. Türk milleti daha
    sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir
    yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan ******'ün naaşı
    Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan
    topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi.




    Atatürk'ün Hayatı  ******-787475
    avatar
    cihan


    Atatürk'ün Hayatı  Default6


    Atatürk'ün Hayatı  Forum_10
    Kayıt tarihi : 31/08/09
    Mesaj Sayısı : 264
    Rep Puanı : 2532
    Başarı Puanı : 134
    Kişi Bilgileri Nereli : bursa
    Cinsiyet : Erkek
    Lakap : c1n0

    Reklam Alanı
    REKLAM:

    . Geri: ******'ün Hayatı

    Mesaj tarafından cihan Cuma Ocak 14, 2011 5:54 pm

    Teşekkürler
    CrazyMan
    CrazyMan

    Atatürk'ün Hayatı  Default2


    Atatürk'ün Hayatı  Forum_10
    Kayıt tarihi : 14/01/11
    Mesaj Sayısı : 6
    Rep Puanı : 15
    Başarı Puanı : 1
    Kişi Bilgileri Nereli : Adana
    Doğum tarihi : 19/02/90
    Cinsiyet : Erkek
    Lakap : ADANALI

    . Geri: ******'ün Hayatı

    Mesaj tarafından CrazyMan Cuma Ocak 14, 2011 5:56 pm

    Rica Ederim Very Happy

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 3:22 pm